1. Eski hemşire kimliğiniz ve şu anda instagram sayfanızda da paylaştığınız harika nakış işlemeleri girişimciliğinizin yanı sıra sizi 2 çocuk annesi olarak da tanımak isteriz. Bir yandan bu denli üretebilen bir girişimciliğiniz ve diğer yandan annelik vasfınızı nasıl dengede tutabiliyorsunuz?
Ben Türkan Köse, 15 ve 8 yasında iki çocuk annesiyim. Hemşirelik , Sağlık Kurumları Yöneticiliği ve İktisat mezunuyum. İstanbul’da sağlık sektörünün her alanında 15 sene çalışmıştım. Eşimin isi nedeniyle önce Dubai arkasından Amerika’da tasındık. Şuan San Francisco’da ikamet ediyoruz…Handidesigner isminde modern embroidery(nakış) sayfam var.
İnsanlar hayatlarını öncelik sırasına göre yasarlar. Benim hayattaki önceliğim ailem ve çocuklarım… İstanbul’da annem babam yanımda olmadığı için hemşire olarak çalıştığım dönemde çocuk yetiştirirken gerçekten çok büyük sıkıntılar yaşamadım… Çocuklarınız veya sız hasta olduğunuzda izin almak çok zordu. Anlayışlı bir amiriniz yoksa çalışarak çocuk büyütmek çok büyük sorundu. Benim ilk oğlum 4 yasına kadar orta derece duyma kaybı yasadığı için 2 kez ameliyat oldu. Ayrıca öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı çeken bir çocuktu. Bizim hayatımızın büyük bir bölümü hastanelerde ve psikologlarda geçti. Yaklaşık 6 sene bizim için çok zor ve yorucuydu. İşte bunları yaşamış biri olarak, yurtdışına çıktığımda daha esnek bir is yapmak istedim. Çünkü benim çocuklarıma daha fazla zaman ayırmalıydım. Hayatı nasıl dengelediğimiz noktasına gelince; hayatınızda planlar ve kurallar olduğu zaman her şey çok daha fazla kolaylaşıyor. Çocuklara zor gelecek diye düşündüğümüz kurallar aslında bakıldığında, onların daha hızlı uyum sağladığını görüyoruz. Geçen bu sıkıntılı dönemlerden öğrendiğim en önemli şeylerden biri de şudur.. “Bir anne kendine zaman ayırmalı, kendine ait bir zamanı olmalıdır. Çünkü bitmiş ve tükenmiş bir kadının veya annenin ne kendisine ne de aile bireylerine bir faydası olmayacaktır.”
2. Çağın sürati, değişkenliği, kültürel geçişlilikte genel ve hızlı bir süreç yaşıyoruz. Yeniliğe adapte olmakta zorlanan ya da bu duruma hazırlıklı olmayan ebeveynlerin uyum sağlayabilmesi nasıl mümkün olabilir?
Yılların aylar, ayların günler gibi geçtiği şu dönemde, insan durup bir düşünmeli. Hayatta var oluş sebebini sorgulamalı ve amaçlar belirlemeli .Çünkü siz hiçbir şey yapmasanız da zaman açık unutulmuş musluktan akan su gibi akıp gidecek ve geriye dönüp baktığımızda elimizde hiçbir şey olmadığını göreceksiniz. Hızlı akan bir zaman , farklı bir kültürde var olma çabası insana bir sorumluluk yüklüyor. Hem kendimizi hem çocuklarımızın ruhları manevi olarak doyulmasına ihtiyaç duymakta. Düzenli kitap okuma, aile sohbet saatleri, yapılan güzel hareketlerine yönelik ödül oyunları ile bu açığı kapatmaya çalışıyorum.
3. Hayatın merkezine sadece kendi benliğini konumlandıran, başarı ve birşeylere sahip olma düşüncesiyle yaşamlarını sürdüren, ferdiyetin daha çok baskın olduğu, birlikteliğin ve istişarenin pek görülmediği modern aile yapılarına sizce ne iyi gelecek?
Ben merkezli modern bir aile yapısında yetişen bir çocuğun şişmiş bir ego ve özgüven, narsist bir kişilikten başka bir faydasının olduğunu düşünmüyorum. Nasıl ki nehir kendi suyunu içemezse, meyve ağacı kendi meyvesini yiyemezse, insanda başkalarına faydalı oldukça değeri ve kıymeti artar. Tabi bu kendini feda etmek anlamına gelmemelidir. Fikir alışverişi, aile içi yardımlaşma, zor zamanda olan dayanışma, aile bağlarının daha fazla güçlendirir. Aile arasındaki bağları artırır diye düşünüyorum.
4. Son yıllarda boşanma oranında çok hızlı bir yükseliş var. Sağlıklı bir evlilik hayatı sürdürebilmek ve özellikle evlilikte denge hususunda hangi önemli konuları göz önünde bulundurmalıyız?
Ben son zamanlardaki evliliklerin bir Show’a dönüştüğünü düşünüyorum. İnsanlar eşyaları ,evlerini , maddi durumlarını , çocuklarını yarıştırma çabası içindeler. Sosyal medyadan verilen mutlu tablolar, güzel evler , süper sofralar…Buna imrenen mutsuz bir grup ve o güzel evlerin içinde yaşanan mutsuzluklar… Herkes başkasının hayatını izlemekten kendi hayatını kaçırıyor. Normal de bile zor olan evlilik hayatı bunlarla iyice zorlaştırılıyor. Hayat dümdüz bir yol değil, inişleri ve çıkışları var .Hatta bazen yoldan çıkıp dikenli patikaları kullanmamız gerekiyor. Güzel günler her hâlükârda geçer zaten ama böyle zamanlarda eşlerin anlayışlı olması, empati duygusu, saygı önemli unsurlar… Her evlilikte krizler, zor zamanlar olur önemli olan bu zamanları az hasarla eşlerin birbirini incitmeden aşmasıdır.
5. Hayatta başarmak istediğiniz noktalarda sizi harekete geçiren özellikle kendi enerji kaynaklarınızı bulmaya yönelik yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Bence Allah hepimize bir savunma mekanizması vermiş diye düşünüyorum. Çoğumuz tarafından kotu gibi görünün karakter özelliklerimizin iyi kullanıldığında bizi başarıya götüren araçlarımız olacaktır. Dozunda olan kıskançlık(İMRENME), hırs, çabuk sıkılma, mükemmeliyetçilik vs. herkeste farklı bir özellik. Benim kötü özelliğim cabuk sıkılan bir ruh halimin olması. Aynı yoldan hep yürüyemem, aynı iste uzun sure çalışamam, aynı tarz kitapları ardı ardına okuyamam. Bu özellik hep beni tekrardan kurtardığı için daha fazla diğer kişilerden farklı tarzda ürünler çıkartmama neden oldu. Ayrıca sizin dezavantaj dediğiniz bir konu avantaj olabiliyor. Mesela örnek vermem gerekirse; Handidesigner sayfasını açtığım zaman dikiş teknikleri , kalip çıkartma hiç bir şey bilmiyordum. Sonra internetten araştırarak kendi kendime öğrendim. Benim için şuanda olmaz diye bir şey yok. Birisinden klasik nakış öğrenseydim onun öğrettiği kalıplardan çıkamayacaktım. Son olarak devamlılık , pes etmemek çok önemli.
6. Aile ve iş hayatında sağlıklı ilişkiler kurarak içsel motivasyonunu artıran kadını gelişim ve dönüşüm yolculuğunda neler bekliyor olabilir?
Öncelikle sunu belirteyim gelişim ve dönüşüm kolay değildir. Kararlı olmak, sabır ve sebat göstermek ve yeni durumu benimsemek ve adaptasyon bunlar zor ve zaman isteyen süreçler. Aile ve is hayatını bu dengeyi kuran kişi manevi bir doyum ve özgüvene sahip olur. Belirsizlik ve gerilimler ,umutsuzluk yetersizlik hissi yok olur.
7. Türkan Köse Hanım bize bir gününü nasıl yaşadığını anlatabilir mi?
Dünyaca yaşanan bu corona virüsü nedeniyle, hızla dönen dünya yavaşladı hayatları evin içine sığdırdık. Hayatlarımız ona göre sekil almaya başladı. Bir günü artık ona göre planladık. Hayat evin içine girince tabi kadınlara düşen yükte artıyor. Sabahları Türkiye-Amerika arası saat farkından dolayı Türkiye’deki yakınlarımızla görüşmelere ayırıyoruz. Çocukların uzaktan eğitim zamanları değilse belli zamanlarda kitap okuma,oyun, aile sohbet zamanı ve sinema saatlerimiz var. Ayrıca internetten satış yaptığım için benim işlerimde herhangi değişiklik olmadı. Siparişleri yetiştirmeye, yeni ürünler çıkartmaya çalışıyorum. Nakış yapmıyorsam zamanımın büyük kısmını okuyarak geçiriyorum.. Hem 3 aylar hem de yaşanan bu felaketler insanın içsel muhasebe yapmasının ve kendini geliştirmesi gereken olduğu zamanlar olduğunu düşünüyorum.