1. Sanatçı kimliğinizin yanı sıra sizi baba olarak da tanımak isteriz. Bir yandan yeni çalışmalar üreterek bir diğer yandan babalık vasfınızı nasıl dengede tutabiliyorsunuz?
Mesai ile çalışan anne babalara nazaran bizim çalışma saatlerimiz daha esnek olduğundan, doğduklarından beri çok ve muhabbetli zaman geçirdik kızlarımızla. Hep beraber etkinlikler, geziler yapmaya çalışarak dengede tutmaya gayret ediyoruz.
2.Hayatın merkezine sadece kendi benliğini konumlandıran, başarı ve birşeylere sahip olma düşüncesiyle yaşamlarını sürdüren, ferdiyetin daha çok baskın olduğu, birlikteliğin ve istişarenin pek görülmediği modern aile yapılarına sizce ne iyi gelecek?
Öncelikle ferdin sınırları zorlanarak bireysel gelişimine taraftarım. Yoksa iyi sanatçı, sporcu, yazarlar çıkmaz. Doğu toplumlarında özellikle muhafazakarlarda bir sıkıntı bu. Öte yandan ister çocuk, genç ya da yetişkin olsun -yine şahsiyetlerini ve fikirlerini önemsediğinizi gösterir- aile içi fikir ve duygu paylaşımı muhakkak olmalı. Bunun aile bağlarını kuvvetlendireceği ve daha özgüvenli çocuklar yetişeceğini düşünüyorum. Bunu yaparken adalet, merhamet, hakka riayet ve empati gibi değerleri ebeveynler yaşayarak öğretmeli çocuklarına diye düşünüyorum..
3.Son yıllarda boşanma oranında çok hızlı bir yükseliş var. Sağlıklı bir evlilik hayatı sürdürebilmek ve özellikle evlilikte denge hususunda hangi mefhumları göz önünde bulundurmalıyız?
Şahsen kelimelerin ruhu olduğu, dua yerine geçebildiği ve kanıksama doğurabileceğinden biz o kelimeleri bilinçli olarak evde konuşmamayı tercih ediyoruz. Dengeye gelince, en başta mümkün mertebe “ortak zevklerin, mesleklerin ve düşüncelerin” olduğu insanlar tercih edilebilir. Sonrasında saygı ve tahammül gözetilerek aile devam ettirilebilir. Çocuklar varsa mütemadiyen hep birlikte yumak gibi sarılmak ta cidden büyük bir muhabbet ve bağ oluşturuyor. “İnsan ne söylediğinizi unutabilir, ama nasıl hissettirdiğinizi asla”. Sevgiyi hissettirmek gerekiyor.
4.Extra var olan yükümlülüklerinizle beraber bu içsel motivasyonunuzu nasıl harekete geçirebiliyor ve başarılı işlere imza atabiliyorsunuz?
Meslektaşlarımın bir kısmından farklı olarak, insanlara faydalı,extra değer üretecek projeler beni heyecanlandırıyor. O heyecandaki enerji müthiştir. İşte o aşkla başlayan hiçbir işimin başarısız olduğunu görmedim şükür.
5.Hayatta başarmak istediğiniz noktalarda sizi harekete geçiren özellikle kendi enerji kaynaklarınızı bulmaya yönelik yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Her projenin öncesinde bir düşünme, kafada planlama ve kompozisyon karar süreci oluyor. Kompozisyonu kurduktan sonra şarkılar üzerine çalışmaya başlıyorum. Tabiri caizse hayalindeki Sultan Ahmet camii ni yapmaya başlayan Sedefkâr Mehmet Ağa heyecanı size lazım gelen ruh coşkusunu fazlayla veriyor. Ve sonunda en büyük lezzet oturup bitmiş halini dinlemek. Mimar Sinan’ın bitmiş Selimiyeye bakışı gibi.
6.Sizin gözünüzden Aile ve iş hayatında sağlıklı ilişkiler kurarak içsel motivasyonunu artıran kadını gelişim ve dönüşüm yolculuğunda neler bekliyor olabilir?
Kadınların geleneksel algı karşısında işleri kolay değil. Her insanda gizli bir potansiyel var ve bunun azami derecede ortaya çıkmasıyla sorumluyuz aslında. Ortaya çıkan ve işlenen potansiyel sahibini de aileyi de pozitif manada dönüştürür diye düşünüyorum. Aslihan hanım biz evlendikten sonra başladığı konservatuarı 1. likle bitirdi ve Master yaptı. Dönüşümü ve insandaki cevheri bizzat yaşayan bir aileyiz. Tabii destek ve günlük hayatı paylaşmadan da olmuyor bu gelişim.
7.Değerli Ertuğrul Erkişi Bey bize bir gününü nasıl yaşadığını anlatabilir mi?
Rutin işler yanında çoğu zaman müzikle, enstrümanlarımla ilgilenirim. Bazen onların bakımı vs. Ara sıra Aslihan hanımla oturup beraber çalıp söyleriz. Önceden Ud, Yaylı Tambur ve Mızraplı Tambur çalmayı biliyordum. Şu dönem başında 4. enstruman olarak gitara başladım. Eskiden farklı bir artı tarafım olsun düşüncesiyle. Hep hayalim olan farklı kültürlerden müzisyenlerle beraber dünya çapında işler yapma idealimi gerçekleştirmek için yavaş yavaş yola çıktık. Museum Of Modern Art gibi dünya da sanatın merkezi bir yerde konser yaptık mesela. Daha güzel günler göreceğimizi düşünüyorum.
8.Yurtdışına çıkmış, yeni hayatına adapte olmaya çalışan ebeveynlere bu yollardan geçmiş biri olarak tavsiyeleriniz neler olurdu?
Esrağfurullah. Öncelikle kolaylıklar dilerim. Çocuklarda en büyük sıkıntı Türkçenin yerini İngilizce veya yerel dil neyse onun alması, Türkçenin gerilemesi. Bu gayet normal. Bu erezyonun “Türkçe nitelikli şarkılar dinlenerek” ya da daha güzeli söylenerek engelleyebileceğini düşünüyorum. Çünkü o şarkı türkülerde günlük Türkçenin çok üzerinde edebi Türkçe var ve kesinlikle çocuklara faydalı olacaktır. Piano ya da keman yaygın ve güzel enstrümanlar. Ben gençler ve ebeveynlere “eşsiz” olmayı tavsiye edebilirim. Ben dünyanın önde gelen üniversitelerine öğrenci seçen bir kurul üyesi olsam, 1000 piano çalan, 1200 keman çalan yanında eğer 1 Mızraplı Tambur ya da Kanun çalan varsa onu öne alırdım. Zira öyle olduğunu Upenn de bir profesörden bizzat duydum. Farklı olan öne çıkacaktır. Farklı, donanımlı ve pozitif kimliğini Işıl ışıl taşıyan yüzler binler örneklere gençlere ihtiyacı var Türk toplumunun. Bu da ancak bilinçli anne babaların yönlendirmesiyle olabilecek bir şey. Bu gayretler ebeveynler içinde rahatlatıcı olacaktır. Aynı zamanda kimliğin muhafazası bu yolla sağlanabilir.